94-194-2

94-394-4

 

--- EDİTÖRÜN NOTU -- Sayı 94 ---


BİTKİ ISLAHIMIZ İÇİN TEHLİKE ÇANLARI ÇALMAYA BAŞLIYOR


            Bitkisel üretimde tohum ana girdilerin başında gelir. Tohum ise bir çeşidi temsil eder. Her çeşit, ya yıllardan beri ekilegelen ve "yerel çeşit" adıyla tanımlanan bir kavramdır. Maalesef tarımsal girdilere azami pozitif yanıt veren modern çeşitlerle rekabet şansları olmayan bu gurup çeşitlerin kaybolması kaçınılmazdır. Yüksek boyları ile gübre kullanımında gelişme aşamasında yatan ve düşük verim veren buğday - çeltik çeşitlerinini tarımını bekleme safdillik olur.  O güzel rayihası ile eski domates çeşitler, iki günlük raf ömrü ve modern çeşitlerin, düşük verim potansiyelleri nedeniyle  üreticiler tarafından tercih edilmeyecekleri bir gerçektir.
            Diğer taraftan herhangi bir şahsın, firmanın, araştırma kuruluşunun, üniversitenin yıllarını vererek geliştirdiği, ıslah ettiği çeşitler, küreselleşmiş piyasa ekonomisi kurallarına göre pazarlanmaktadır. Bu çeşitler biyolojik buluş olarak "fikri mülkiyet hakları"na konu üründürler.  Patentlenemezler fakat onlar yasalar çerçevesinde "tescil ettirilip", "koruma altına alınabililrler".  Türkiye'de bu işlemler için Tarım ve Köyişleri Bakanlıkğının ilgili birimleri görevlendirilmişken, işin uluslar arası boyutu 65 üyeli UPOV (Uluslararası Yeni Çeşitleri Koruma Birliği, http://www.upov.org) kuralları ile yürütülmektedir. Temelde çeşidin ıslahcısının haklarını korumayı amaçlayan bu sistem, uygulamaları ile birçok ülkenin ekonomisini olumsuz yönde etkileyebilecek niteliktedir.
            2005 yılında 5042 sayılı "Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun" çıktığından beri koruma altına alınan tür ve çeşitlere bakıldığında düşündürücü bir tablo ile karşılaşırız. Son iki yılda koruma altına alınan yüzlerce çeşidin yarısına yakını yabancı kökenlidir. Koruma altına alınan yabancı bitki çeşitlerinin Türkiye'de üretilirken royalite (ıslahçı hakları) ödemek zorundadır. Türkiye'de tescilli kesme çiçek, sebze, meyve çeşitlerinin sayısının çok sınırlı olması göz önünde bulundurulursa ıslahçı hakları ile ilgili ödemelerin yurt dışına gideceği bir gerçektir. Küçük çiftçi muafiyeti bir tarafa bırakılacak olursa, yarının gıdası, ticari veya ihraç ürünleri için yabancılara, ıslahçı haklarını ödemek zorunda kalınacaktır. Bu gerçekten hareketle, acilen, var olan bitki ıslahına yönelik insan gücünü potansiyeli, yarının çeşit geliştirme projelerine yönlendirilmelidir. 20-25 yıldır bir çok meyve türünde yeni çeşit tescil edilmemiştir. Bu türlerin ihraç potansiyelindeki düşmelerin ana nedeni de budur. Özellikle kesme çiçekcilikteki çeşit geliştirme konusundaki vurdumduymazlığın yalnız bir - iki fimayı değil tüm tarımsal ihracatımıza darbe vuracağı bir gerçektir.  Yabancı ülkede tescilli bir çeşidi, royalite ödemeden ürettiğimizde ihraç edemeyeceğimiz gibi, market raflarında görüldüğü anda KORUMA çerçevesinde ihlal muamelesi başlayacaktır. Hukuki işlemler için AB'de özel olarak kurulan CPVO (Community Plant Variety Office - AB Islahçı Hakları Ofisi, (http://www.cpvo.europa.eu), yasanın ihlalinde devreye girmektedir. Avrupa'da bir yıl ektiği ürünü, tohumluk olarak ertesi yıl tekrar eken binlerce çiftçiye royalite talebi halen üst mahkemelerde işlem görmektedir.
            Konu oldukça karmaşık çok disiplinli olup, gerek konu ile direkt ilgili tarafları (hukukçu, ziraat ve tohum camiası, çiftçi örgütleri vs.) hızlı bilgilendirmeyi gerektirmektedir.
            Türkiye'nin bitkisel araştırmacılarının acil olarak gelecek çalışmalarını "çeşit geliştirme"ye yönlendirmelidir. TÜRKİYE'DE ISLAH ÇALIŞMALARI YAPILMAYAN başta süs bitkileri olmak üzere, meyve ve sebze konusunda bügün olduğu gibi dışa bağımlı olursa TÜRK çiftçisi tohuma yüksek "Islahçı Hakları payı (Royality)" ödeyerek üretim yapacak ve dolayısı ile tüketicisi de bu fiyat artışından nasibini alacaktır. Bunun sürekliliğinin Türkiye'yi "modern bir sömürge" ülkesi yapacağını tahmin etmek zor olmasa gerek. Bu tahmin özellikle 1989 yılında UPOV'a üye olan POLONYA'nın 4 bitkiye ait çeşitlerdeki yerli - yabancı oranlarının yorumsuz olarak aşağıdaki grafiklerinden izlenmesiyle daha da kolay anlaşılabilir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Prof. Dr. Nazimi Açıkgöz
Ege  Uni. Tarla Bitkileri Bölümü
Tohum Teknolojisi A&U Merkezi

 

 

Powered By Murat SEVENER - Ziraatforum.com